GENLERİ İLE OYNANMIŞ CANLILAR

Canlılar içerisinde meraklarının peşi sıra giden tek yaratık insandır. Merakları ve bu meraklarını araştırırken edindiği bilgileri bir yolla gelecek kuşaklara bırakır. Böylece bilgi birikimi oluşur. Bazıları da bu bilgilerin biriktiği kütüphaneleri yaktırır.                     Önce insanoğlu, nelerden meydana geldiğini düşündü maddelerin. Birisi aksakalını sıvazlayarak '''' topraktır '''' dedi, maddenin kaynağı. Ama dedi bir diğeri , '''' toprak soğuk'''', korkarak bir diğeri,  '''' ateşte maddelerin kaynağıdır '''' dedi.....                     Binlerce yıl sürdü bu böyle.                     Sonra birisi çıkıp '''' ATOM '''' dedi, tüm maddelerin kaynağı ve bizde rahatladık bu konuda.                     Uzaya baktık, baktık... Tam orta yerinde düşündük yaşadığımız yeri. Bu bizi gururlandırıyordu. Uzayın orta yerinde biz ve Güneş bile bizim çevremizde dönüyordu üstelik. Yine birisi çıktı ve dedi ki; '''' Biz güneşin çevresinde dönüyoruz ''''. Demez olaydı, yaşından ötürü yakmadık ama hapishanede öldürdük bu adamı.                     Bir diğeri çıkıp, '''' Bırakın orta da olmayı, içinde bulunduğumuz galaksinin bile kenarındayız, bu nedenle kendi evrenimizin bile %15''ini görüyoruz '''' dedi. Uzaydan da umudu kestik...                     Üstünlük duygumuzu hayvanlara diktik. En akıllı biziz, diğer canlılar nedir ki dedik. Biraz da onlarla uğraştık.                     Ama yine bilim hava atmamıza izin vermedi.                     Topu topu dört organik baz, biraz şeker ve fosfat. Ve bütün canlılar bu üç beş kimyasalın bir araya gelmesinden oluşuyordu.                     Bunlar değişik sıralanarak canlı türlerini meydana getiriyordu.                     Bu konuda attığımız hava da boş çıkmıştı. EEEEeeeee, bu kadarı da fazlaydı artık.                     Daha da ileri gitti bilim adamları. Bu genlerle başladı oynamaya.                      Artık kimse kalp krizi geçirmeyecek, şeker hastası olmayacak, çocuklar anne - babalarının onlara aktardığı hastalıkları taşımayacaklardı artık.                     Bunlar iyiydi de, bilim adamları bitkilerinde genleri ile oynamaya başladılar. Çünkü çoğu sürekli aynı tohumla döllendiğinden hastalıklı ve dayanıksız oluyorlardı.                     Bunlar sağlığa zararlı dedi birileri. Sanki bilimden öç alıyordu.                     Her bilim adamı iyi niyetle oynar genlerle ve bunun böyle olması için kurullar, komisyonlar vardır. Denetlenirler her zaman başka bilim adamları tarafından.                     Bitkileri yetiştirenler denetlenmez, birçok ülkeye girmesi, üretilmesi yasak olan tarım ilaçları ülkede açıktan satılır. İthalatı yapılır, hormonlar bilinçsiz köylünün elinde oyuncak olur.                     Hastalıkların kaynağı kimyasallar, böylece soframıza kadar gelir. Bunlar insanlara zarar verir. Bunların kontrolünden, insanların dikkatini başka yere çekmek için, günah keçisi hemen bulunur. BİLİM...                     Tarihi kabaca bile inceleseniz, yeni ülke kuranlar yeni din yaymaya çalışanlar hep bilimi yanlarında istemişlerdir. Tezgâh düzenlenip, işler yoluna girince... Bilim ve bilim adamları dışlanmaya başlanmıştır.                     Bilim Adamları genlerle OYNAMIYORLAR, biz insanların bozduğumuz gen dizilişlerini orijinal, sağlıklı hale getirmeye çalışıyorlar.                     Çocuklarımız bizim zararını gördüğümüz hastalıklarla uğraşmasınlar diye.                              Tezgâhları bozulanlarsa, gözümüze altın yüzüklü işaret parmaklarını uzatarak ve bilimi küçümsetmek için,'''' Genlerle OYNUYORLAR'''' diye yaygara koparıyorlar.